İçeriğe geç

Açık alanlardaki toplantı ve gösteri yürüyüşleri günün hangi zaman aralıkları arasında yapılabilir ?

Ekonomik Perspektiften Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerinin Zaman Sınırlamaları

Bir Ekonomistin Düşüncesi: Kaynakların Sınırlılığı ve Zamanın Değeri

Bir ekonomist için her karar, sınırlı kaynakların en verimli biçimde kullanılmasıyla ilgilidir. Bu kaynaklar yalnızca sermaye, iş gücü ya da doğal kaynaklarla sınırlı değildir; zaman da en kıymetli üretim faktörlerinden biridir. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri gibi kamusal etkinlikler de zaman, mekân ve güvenlik gibi kıt kaynakların paylaşımını gerektirir. Dolayısıyla bu etkinliklerin günün belirli saatleri arasında yapılması, yalnızca hukuki bir düzenleme değil, aynı zamanda ekonomik bir zorunluluktur.

Zaman Sınırlaması ve Ekonomik Verimlilik

Açık alanlarda düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin hangi zaman aralıklarında yapılabileceği, Türkiye’de 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 7. maddesiyle belirlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, açık alan toplantı ve yürüyüşleri güneşin doğuşundan iki saat sonra başlayıp, gün batımından bir saat öncesine kadar yapılabilir. Bu sınır, ilk bakışta yalnızca kamu düzeniyle ilgili görünse de, ekonomi biliminin “optimum kaynak tahsisi” ilkesiyle doğrudan ilişkilidir.

Günün aydınlık saatleri, hem üretim hem de kamu güvenliği açısından en verimli dönemdir. Devletin güvenlik güçleri, ulaşım altyapısı ve enerji kaynakları gibi unsurlar, bu zaman diliminde en etkin biçimde kullanılabilir. Bu, kamu maliyesinde fırsat maliyeti kavramıyla açıklanabilir: bir polis memurunun gece mesaisine kalması, başka bir kamu hizmetinin ertelenmesi anlamına gelir.

Kamusal Alanın Ekonomisi: Paylaşılan Bir Kaynak

Kamusal alan, tıpkı bir doğal kaynak gibi, sınırlı ve paylaşıma açık bir varlıktır. Bu alanlarda yapılan toplantı veya yürüyüşler, ticari faaliyetleri, ulaşımı ve turizmi doğrudan etkiler. Dolayısıyla gösterilerin zaman sınırlaması, pozitif dışsallıkları koruma ve negatif dışsallıkları azaltma amacı taşır. Ekonomik açıdan bakıldığında, gündüz saatlerinde yapılan gösteriler, çevredeki işletmelerin faaliyetleriyle daha uyumludur; gece yapılan etkinlikler ise üretim ve tüketim dengesini bozabilir.

Bu açıdan bakıldığında, zaman sınırlamaları bir tür “düzenleyici vergi” işlevi görür. Devlet, doğrudan para talep etmez ama bireylerin kamusal alanı kullanma biçimini zamanla sınırlandırarak ekonomik dengeyi korur. Bu, klasik “Piyasa Başarısızlıklarını Düzeltici Müdahale” örneklerinden biridir.

Bireysel Kararlar ve Toplumsal Refah Dengesi

Ekonomide bireysel fayda maksimizasyonu ile toplumsal fayda maksimizasyonu arasında çoğu zaman çatışma yaşanır. Bir birey için gece saatlerinde düzenlenecek bir gösteri, daha dikkat çekici olabilir; ancak toplum için bu durum güvenlik risklerini, ulaşım maliyetlerini ve kamu harcamalarını artırır. Bu nedenle yasa koyucu, bireysel özgürlük ile toplumsal refah arasında Pareto verimliliğine yakın bir denge kurmaya çalışır.

Zaman sınırlaması, toplumun genel faydasını maksimize ederken, bireysel ifade özgürlüğünü de tamamen ortadan kaldırmaz. Böylece ekonomideki marjinal fayda ve marjinal maliyet kavramları, toplumsal düzenin korunmasına hizmet eden bir araç hâline gelir.

Geleceğe Bakış: Kamusal Alanların Dijitalleşmesi ve Yeni Ekonomik Dengeler

Dijital çağda, fiziksel alanlarda yapılan toplantılar giderek yerini sanal mecralardaki örgütlenmelere bırakmaktadır. Ancak bu dönüşüm, kamusal alanın değerini ortadan kaldırmaz; aksine, fiziksel katılımın ekonomik anlamını daha da güçlendirir. Zira bir toplumsal hareketin gerçek maliyeti, yalnızca zaman ve mekânla değil, katılımcıların fırsat maliyetiyle de ölçülür.

Gelecekte, ekonomi politikalarının toplantı ve gösteri özgürlüğüyle daha sık kesişeceği öngörülebilir. Enerji verimliliği, ulaşım altyapısı, güvenlik teknolojileri ve dijital katılım olanakları, bu denklemin yeni değişkenleri olacaktır. Belki de geleceğin ekonomisti, “gösteri saatlerinin optimizasyonu” üzerine model geliştiren biri olacaktır.

Sonuç: Ekonomik Rasyonalite ve Demokratik Denge

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin günün belirli saatleriyle sınırlandırılması, sadece bir güvenlik tedbiri değil; aynı zamanda ekonomik rasyonaliteye dayalı bir toplumsal uzlaşıdır. Bu düzen, kamusal alanın adil kullanımını, kamu kaynaklarının etkin yönetimini ve toplumsal refahın sürdürülebilirliğini güvence altına alır.

Ekonominin temel ilkesi olan “kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçların dengelenmesi” gerçeği, burada bir kez daha kendini gösterir: Zaman da bir kaynaktır ve bu kaynak, tıpkı para gibi, planlı kullanılmalıdır. Kamusal düzenin korunması ve ekonomik verimliliğin sürdürülmesi, ancak bu farkındalıkla mümkün olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
piabellaprop money