Gözenekleri Ne Temizler? Ekonominin Görünmeyen Yüzü Üzerinden Bir Cilt Analizi Bir ekonomist olarak beni her zaman düşündüren bir gerçek vardır: kaynaklar sınırlıdır, ancak ihtiyaçlar sonsuz. Bu basit ifade yalnızca makroekonomik dengeleri değil, günlük yaşamın küçük kararlarını da kapsar. Gözenekleri temizlemek için seçtiğimiz ürünler, yöntemler ya da doğal çözümler — hepsi aslında birer ekonomik tercihtir. “Gözenekleri ne temizler?” sorusu, bu anlamda yalnızca bir cilt bakım sorusu değil; tercihlerin maliyeti, faydası ve sürdürülebilirliği üzerine derin bir ekonomik tartışmadır. Kaynakların Sınırlılığı ve Cilt Bakımında Karar Verme Mekanizması Ekonomik teoriye göre her birey, fayda-maliyet analizine dayanarak karar verir. Gözenek temizliği de bu kurala tabidir:…
Yorum BırakYeni Yuva Hikayeleri Yazılar
Göz Altı Kremi Ne İşe Yarar? Tarihin Katmanlarında Bir Yenilenme Arayışı Bir tarihçi olarak her sabah aynaya baktığımda yalnızca yüzümü değil, geçmişin izlerini de görürüm. Göz altındaki ince çizgiler bana imparatorlukların yıkılışını, uygarlıkların yorulmuş yüzünü hatırlatır. Çünkü her çağ, tıpkı bir cilt gibi; zamanla yıpranır, kırışır, ama aynı zamanda yeniden canlanmayı da bilir. Göz altı kremi işte tam bu noktada, sadece kozmetik bir araç değil, tarihsel bir metafordur: Geçmişin birikimiyle bugünün tazelenme çabası arasındaki köprüdür. — Zamanın İzleri: Yorgunluk, Bir Uygarlığın Mirası Her toplum gibi insan bedeni de tarih taşır. Göz altındaki morluklar, uykusuz gecelerin ya da stresin değil; bazen…
Yorum BırakGramofon Nedir Ne İşe Yarar? Bir Ekonomistin Gözünden Kaynak, Değer ve Tüketim Dinamikleri Ekonomi bilimi, temelde kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçlar arasında seçim yapma sanatıdır. Bir ekonomist için her seçim bir fırsat maliyetini, her tercih bir değer yargısını içinde barındırır. Gramofon gibi nostaljik bir nesneye baktığımızda bile, bu temel ekonomik prensipler devreye girer. Çünkü her ürün, üretiminden tüketimine kadar bir değer zinciri yaratır. “Gramofon nedir, ne işe yarar?” sorusu sadece bir teknolojik merak değil; aynı zamanda piyasa dinamikleri, bireysel tercihler ve toplumsal refah açısından da anlamlı bir ekonomik tartışmadır. Gramofonun Ekonomik Doğuşu: Yenilikten Tüketime Gramofon, 19. yüzyılın sonlarında sesin kaydedilmesi ve…
Yorum BırakGrafiti Kaç Lira? Öğrenmenin Değeri Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak her zaman şunu düşünürüm: Gerçek öğrenme, bir bedel midir yoksa bir değer mi? “Grafiti kaç lira?” gibi basit bir soru, aslında yalnızca ekonomik bir merakı değil, bilgiye biçilen toplumsal değeri de sorgulatır. Çünkü öğrenme de tıpkı grafiti gibi; görünürde maddi, ama özünde anlam yüklüdür. Grafiti, şehir duvarlarında renkli izler bırakan bir sanatsal ifade biçimi olduğu kadar, gençlerin kendini anlatma çabasının sembolüdür. Ancak bu yazıda grafitiyi sadece boya ve fırça üzerinden değil, bir öğrenme süreci, bir ifade pedagojisi olarak ele alacağız. “Kaç lira?” sorusu ise, aslında öğrenmenin maliyetiyle değil,…
Yorum BırakFenomenolojik Kuram Kimin? Ekonominin Derin Düşünsel Temellerine Yolculuk Bir ekonomist sabahın erken saatlerinde masasının başında düşünür: Kaynaklar sınırlı, seçimler sonsuzdur. Her tercih bir bedel, her karar bir vazgeçiştir. Ancak bu matematiksel denklemlerin ötesinde, ekonomiyi yönlendiren daha derin bir unsur vardır — insanın dünyayı nasıl deneyimlediği. İşte burada fenomenolojik kuram devreye girer. Felsefi kökenleri Edmund Husserl’e dayanan bu kuram, ekonomiye yeni bir anlam katmanını ekler: algı, bilinç ve deneyim ekonomisi. Fenomenolojik Kuramın Kökeni: Edmund Husserl’in Düşünce Evreni Fenomenolojik kuramın temelleri, 20. yüzyılın başlarında Edmund Husserl tarafından atılmıştır. Husserl, insanın dünyayı yalnızca dışsal bir gözlemle değil, yaşantı yoluyla anladığını savunur. Ona göre…
Yorum BırakHarbi Yapmak Ne Demek? Sözü Netleştirmenin İnceliği Kapıyı aralayıp içeri “harbi bir muhabbet” bırakalım mı? Hepimizin dilinde dönen, ama çoğu zaman üstünde pek düşünmediğimiz bir ifade var: harbi yapmak. Kimi zaman “harbi konuşmak” diye duyarsın, kimi zaman “harbi bir iş çıkarmak.” Peki, Harbi yapmak ne demek? Hadi birlikte, kelimenin kökünden bugünün dijital sahnesine, oradan da yarının olası etkilerine uzanan bir keşfe çıkalım. Samimi, filtresiz, içten—tam da harbi bir tonla. Kelimenin İzinde: “Harb”tan “Harbi”ye “Harbi”nin kökü Arapçadaki harb (savaş) kelimesine dayanır. Sertlik, doğrudanlık, lafı dolandırmama… Zamanla bu çağrışımlar “sözünü sakınmamak, net konuşmak, işi düzgün yapmak” anlamlarına dönüşerek halk dilinde yer etti.…
Yorum BırakDeli Güllabi Ne Demek? Eğitim Perspektifinden Bir Bakış Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Eğitimcinin Gözünden Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak, her gün sınıfımda öğrencilerle gerçekleştirdiğimiz öğrenme yolculukları, sadece bilgi aktarmakla kalmaz; aynı zamanda bireylerin düşünce dünyalarını, duygusal hallerini ve toplumsal bakış açılarını dönüştürme gücüne sahiptir. Bu yolculukta öğrendiklerimiz, bizi daha derin düşünmeye ve çevremizdeki dünyayı daha farklı bir gözle görmeye iter. Bugün de, “Deli Güllabi” gibi kulağa biraz tuhaf, ancak derin anlamlar taşıyan bir ifadeyi ele alarak, bu dönüştürücü gücü nasıl keşfedeceğimizi inceleyeceğiz. Deli Güllabi, halk arasında özellikle birinin deliliği veya aşırı bir şekilde bir şeye bağlanması için kullanılan bir terimdir. Fakat…
Yorum BırakAşık Olunca Göz Bebekleri Büyür mü? Bilim, Tarih ve Duyguların Kesişim Noktası İnsan gözü, duyguların en sessiz ama en güçlü tercümanıdır. Yüzyıllardır filozoflardan ressamlara, bilim insanlarından şairlere kadar pek çok kişi gözlerin “ruhun aynası” olduğunu söyler. Fakat bu ifadeyi yalnızca metafor olarak mı görmeliyiz, yoksa gerçekten aşık olduğumuzda göz bebeklerimiz büyür mü? Bu yazı, aşkın biyolojik, tarihsel ve psikolojik yönlerini bir araya getirerek bu büyüleyici sorunun izini sürüyor. Tarihin Gözünden: Aşkın Büyüyen Bakışı Antik Yunan’da aşk, yalnızca kalple değil, gözlerle hissedilen bir tutku olarak tanımlanırdı. Platon’un “Symposium” adlı eserinde aşkın, bakışla başlayan bir ruhsal çekim olduğundan söz edilir. Orta Çağ’da…
Yorum BırakAçık alanlardaki toplantı ve gösteri yürüyüşleri günün hangi zaman aralıkları arasında yapılabilir ?
Ekonomik Perspektiften Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerinin Zaman Sınırlamaları Bir Ekonomistin Düşüncesi: Kaynakların Sınırlılığı ve Zamanın Değeri Bir ekonomist için her karar, sınırlı kaynakların en verimli biçimde kullanılmasıyla ilgilidir. Bu kaynaklar yalnızca sermaye, iş gücü ya da doğal kaynaklarla sınırlı değildir; zaman da en kıymetli üretim faktörlerinden biridir. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri gibi kamusal etkinlikler de zaman, mekân ve güvenlik gibi kıt kaynakların paylaşımını gerektirir. Dolayısıyla bu etkinliklerin günün belirli saatleri arasında yapılması, yalnızca hukuki bir düzenleme değil, aynı zamanda ekonomik bir zorunluluktur. Zaman Sınırlaması ve Ekonomik Verimlilik Açık alanlarda düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin hangi zaman aralıklarında yapılabileceği, Türkiye’de 2911…
Yorum BırakGırnata Adı Nereden Gelir? Felsefi Bir Keşif Felsefe, her zaman bildiğimizin ötesine geçmeyi ve dünya ile ilişkimizi anlamayı amaçlayan bir yolculuk olmuştur. Şehirler, insanlık tarihinin izlerini taşırken, onların adları da birer metafordur. Bu isimler, sadece coğrafi bir işaret değil, aynı zamanda kültürlerin, toplumların, değerlerin ve zamanın birer yansımasıdır. Gırnata, İspanya’nın güneyinde yer alan tarihi bir şehir olarak, isminden bile felsefi bir derinlik taşır. Peki, Gırnata adı nereden gelir? Bu soruya sadece tarihsel bir yanıt vermekle kalmıyor, aynı zamanda bu ismin ne anlama geldiğini, neyi temsil ettiğini, toplumsal ve kültürel düzeyde nasıl bir anlam taşıdığını felsefi bir bakışla inceleyeceğiz. Etik, epistemoloji…
Yorum Bırak